Cep Telefonu Temaları

Nemrut ve Gizemleri

Gönderen WeBqoLiK 15 Mart 2009 Pazar

Tarihin neresine bakarsanız bakin, muhakkak dünyanın bir yerinde, öz gün bir inanç veya mistik ya da okült bir yasam biçimi karşınıza çıkacaktır. Bu tür grupların ana ilkesi kardeşliktir, kardeşlik adayı belli bir eğitim, öğrenim ve sınav aşamasından geçtikten sonra ezoterik gizemlerle beraber yaşamaya baslar ama bunları dışarıya taşıması yasaktır. Çünkü bilgi özeldir ve yeterince eğitilmemiş, amacını bilmeyen ve meraktan öteye geçemeyen yani hak etmeyen kişilere verilemez. Yüzyılın sonuna doğru, çoğunluğu Rus olan bir grup okültist veya ezoterist gizemci peşpeşe ortaya çıktı; aralarında Madam H.P.Blavatsky, Alexandra David Neale, P.D. Ouspensky ve G.I.Gurdjieff gibi çok önemli isimler bulunuyordu. Doğunun tanımıyla bunlar; "Bilgeliğin Ustaları"ydılar. Tümü, uzak geçmişin ezoterik ve gizemci mantığı doğrultusundaydı, kurdukları gizem örgütleri günümüzde milyonlarca insani yönlendiriyor, yani "kardeşlik" hala yaşıyor.

Yoksa, Hıristiyanlığın gerçek lideri Nemrut'ta mıydı?

1920'de G.I.Gurdjieff, batıya geldi ve Fransa'da kendi adına bir gizem veya ezoterizm okulu açtı, okulun izlediği yol çok eski bir ezoterik okulun yoluydu; bu çok uzak geçmişten gelen okulun adı "Sarmoung Kardeşliği" idi. İpucu izlendiğinde, (Gurdjieff hakkında yazılan otobiyografi de bu yöndedir.) adi geçen örgütün temelinde büyük bir olasılıkla, bir zamanlar Kuzey Mezopotamya'da gelişip, yayılan ama sonra yok edilen Hıristiyan Gnostik Okulu'ndan geriye kalanlar bulunuyordu, izleri sürdürdüğümüzde bu kez günümüz Türkiye'sinin sinirlarinin içine giriyor ve kayıp gizem okulunun Güneydoğu Anadolu'da bulunduğu anlaşılıyordu yani Gurdjieff'in kurduğu örgütün en uzak geçmişinde yer alan kayıp gizem okulu Anadolu'daydı; Ama nerede? iste burada ortaya çıkan bir adam yeri bulduğunu söyledi, adamın adi Adrian Gilbert'ti.

1972 yılında, Adrian Gilbert hacı olmak amacıyla, Filistin'e, Hz. İsa'nın doğum yeri olan Betlehem'e gitmişti. Aslında bilgeliğin pesindeydi, bir gizem örgütü arıyor ve eğitilmek istiyordu. Bölgede bir gizli okulun olduğunu duymuştu, kulağına gelenlere göre Matta İncili'nde adi geçen Maji Okulu buradaydı, sıkı bir arayışın ve gizem dedektifçiliğinin sonucunda, o da Gurdjieff'in izine rastladı, Filistin'de ortaya çıkan iz, Fransa'da gelen izle Anadolu'da birleşiyordu ve Adrian Gilbert artık sonuçtan emindi; kayıp "kardeşlik Okulu" nün liderini ve yerini bulmuştu; Gilbert'e göre örgütün kurucusu Commagene Kralı l. Antiochus, yeri ise Nemrut Dağı'ydı.

Nemrut Dağı hep gizemli iddialara hedef oldu; hatta uzaylıların gizli üssü olduğu bile iddia edildi; kesin olan tek şey dağda bilinmeyen veya henüz keşfedilmemiş tünellerin olduğu ve efsanevi Commagene Kralı l. Antiochos'un kayıp mezarıdır. Dağın gizemi, çok değişik alanlara yöneliyor; Hıristiyanlığın burada başlamasından tutun da; İsa'nın doğumundaki simgesel anlama ve de Noel'in yanlış zamanda kutlanmasına kadar... "The Orion Mystery ve The Mayan Prophecies" kitaplarının yazarlarından araştırmacı Adrian Gilbert, bu sırrı kovaladı, Rusya'dan Fransa'ya ve Mısır'a, Filistin'den Güneydoğu Anadolu'ya uzanan yorucu bir çalışmadan sonra edindiği bilgileri, inanılmaz iddialarla bütünleştirerek, bir kitap yazdı ve gizem büyüdü

Sıra Urfa'da

Gilbert, Kral l. Antiochus'un yaşadığı çağda varolan Sarmoung kardeşlik Örgütü ile yakın ilişkisi olduğu görüsünde, onun Kuzey Fırat bölgesine yayılan küçük krallığının ana simgesi aslandı veya Commagene Aslan'ıydı. Nemrut Dağı'nda bulunan dev mezar anıtta, astrolojik ve Hermetik simgeler kullanılarak, gizem vurgulanmıştı. Nemrut'ta bulunan Aslan kabartmasının üzerindeki Astrolojik simgeler aslında bir horoskop yani yıldız haritasıdır ve Gilbert burada belirtilen işaret edilen iki zaman dönemiyle, Kral'ın doğum ve inisiye yani örgütte eğitildiği tarihleri işaret ettiği düşüncesindedir, bu tarih 6 Ocak'tır yani İsa'nın Yahya Peygamber tarafından vaftiz edildiği tarih yani özgün adıyla "epiphanes" günü.Günümüzde, ayni tarihte Ortodokslar suya haç atarak kutlamalar yapıyorlar. Gilbert, Kral Antiochus'un krallığının henüz bulunmamış bir yerinde 35 derece eğiminde, 155 m. uzunluğunda, nereye gittiği bilinmeyen bir tünel olduğunu iddia ediyor. Aslında bu iddia doğru, çünkü arkeologlar uzun zamandan beri bu bulmacanın pesindeler, Kahta'dan Nemrut Dağı'na uzanan tünellerin varlığı biliniyor ama nereye gittikleri henüz anlaşılamadı zira o boyutta kazılar yapılmış değil. Gilbert Commagene Kralı'nın doğum tarihini de hesaplıyor;bu tarih Güneş'in, Regulus yıldızıyla Aslan Burcu'nda buluşum yaptığı tarih yani 29 Haziran. Adrian Gilbert, Urfa'nın da (Eski adıyla Edessa) Orion Bilgeliği ile ilgili bir astrolojik merkez olduğu görüsünde ve bunun kanıtlarının da Eski Ahit'te yani Tevrat'ta bulunduğunu belirtiyor

Kral'ın doğumu ve Mısır'a uzanan yol

Hıristiyanlığın ilk yıllarında Urfa, çok önemli bir eğitim merkeziydi ve kutsal kalıntılar hala orada görülür. Haçlıların yıkımlarından sonra bölge, 1145'de İslam Komutanı Zengi tarafından ele geçirilmiş ve 1146'da da Zengi'nin oğlu Nureddin, Haçlıları tamamen uzaklaştırmıştı.

Gilbert, araştırmalarında kayıp kardeşlik Örgütü'nün izlerinin Urfa'da da bulunduğu belirtiyor ve Matta İncili'ndeki "Maji Öyküsü" nü hatırlatıyor. Mesih'in yani İsa'nın doğumu yani Christmas Günü sandığımız gibi 25 Aralık değildir, bu tarih aslında antik bir Pagan festivalini simgeler (Mitralar'in doğum Kutlamaları). Gerçek Christmas Milattan önceki 7. yılın 29 Temmuz'udur yani İsa milattan 7 yıl önce doğmuştur ve o gün gök konumu çok özeldir; Güneş her yıl ayni tarihte, "Kral'ın doğumu" konumuna girer Aslan Burcu'ndaki "Küçük Aslan" veya "Aslan Yürek" de denen Regulus'la buluşur. Bu aynı zamanda da, göğün en parlak yıldızı olan Sirius'un yükseliş döneminin hemen sonrasıdır yani Sirius özgün periyodundaki görünmezlik dönemini bitirerek, yükselmeye baslar. Mısır Mitolojisi'nde Sirius yıldızı, Tanrıça İsis'in özel yıldızıdır, görülmediği dönemde Tanrıça hamiledir, yükseldiğinde yani parlamaya başladığında oğlu Horus doğar, bu da Güneş-Regulus buluşmasıyla simgelenir.

Simgelerin fırtınası

ilk Hıristiyanlar, bu mitolojik kavramı kullandılar, Sirius'un yükselmesi Meryem'in doğumuydu ama bu kez doğan Horus değildi çünkü Meryem'in oğlu İsa'ydı, ayni anda görülen diğer parlak yıldızlar da önemliydiler, örneğin Orion İsis'in esi yani kocası olan Osiris'ti, Hıristiyan kültü, Osiris'e Joseph yani Meryem esi kişiliğini verdi. Procyon yıldızı da. Sirius gibi Orion'dan sonra yükselir ve İsis'in kız kardeşi Nephthys ile simgelenir ve o da orta es kişiliğiyle bazı erken Hıristiyanlık söylencelerinde yer alır.

Zodyak yani Burçlar Kuşağı genelde hayvanlarla simgelenir, Öküz yani Boğa, Koyun yani Koç burçları İsa'nın doğduğu ahırda bulunan ve yemlenen yani beslenen iki hayvandır ve ahir Beytlehem kasabasındadır, kasabanın adinin anlamı "Ekmeğin Yeri"dir, Beytlehem kasabası, Judah bölgesinde yani İsrail'in Aslan Kabilesi'nin yaşadığı yerdedir ve bu kabilenin simgesi Aslan Burcu'ndaki veya takımyıldızındaki Regulus'tur, sonuç olarak ezoterik anlamda Güneş-Regulus buluşumu, İsa'nın ahırdaki doğumunu simgeler.

Üç gizemli adam mi yoksa gezegen mi?

Bebek İsa'yı ziyarete geldiklerine inanılan üç çoban krala Bethiehem'e giden yolu yıldızlar gösterir, yıldızların geleneksel yeri ekliptiğin kuzeyindeki simgesel bir hattı oluşturur, bunlar Sirius'dan önce doğan Procyon, Castor ve Pollux'tur, çoban krallara yol gösterirler yani Sirius'un doğacağı yeri gösterirler. Adrian Gilbert, İsa'nın doğumunda parlayan ve Beytlehem'den izlenen büyük yıldızın tek olmadığına hatta yıldız olmadığına inanıyor, ona göre parlaklığın nedeni iki dev gezegenin yani Satürn ile Jüpiter'in buluşumuydu, buluşum Balık Burcu'ndaydı ve bu nedenle de Hıristiyanlığın gerçek simgesi balıklı, iki dev gezegen, o konumda aksam göğünün (saat 21:30 civârı) en parlak gök cisimleridirler ve çok net olarak çıplak gözle görülebilirler. Üç çoban kralın ezoterik anlamları da böyledir yani Melchior, Caspar ve Balthasar'in; Satürn ve Jüpiter, iki kralla simgelenir; Melchior (Altın Kralı Jüpiter) ve Caspar (Mür yani koku kralı Satürn); Jüpiter astrolojik anlamda, sağlığı ve zenginliği simgelerken, Satürn ölüm ve mezarın yanı sıra uzun yaşamı simgeler. Mür, Mısır mitlerinde Satürn simgeselliği doğrultusunda, mumyalamada kullanılan bir maddedir. Üçüncü Çoban Kral yani üçüncü gezegen Güneş'e en yakın gezegen olan Merkür'dür, bu da Balthasar'dır (veya Belteshazzar, Baltazar), ismin anlamı "Yüce Efendi'nin Öncüsü" veya en yakın yardımcısı seklindedir. Merkür, Güneş'ten biraz önce doğar yani sultanin veziri gibidir. Bebek İsa'ya altın ve mür'ün yanı sıra Balthasar tarafından verilen üçüncü armağan günlük veya buhurdur, günlük simgesel olarak majikal fonksiyonları uyandırır ve Merkür ile astrolojik doğrultuda ilişkilidir

Zaman geçerken, yanılgımız artıyor;

Adrian Gilbert, tüm öykünün anlamının farklı olduğu görüsünde, bizlere bu şekilde İsa'nın doğum horoskopunun yani yıldız haritasının anlatılmak istendiğini düşünüyor, eğer okuma doğru yapılırsa kesin zaman belirlenecektir, İsa da Horus gibi bir kral olarak doğmuştur, gezegenlere uygun armağanlar onun doğumunu simgelerler, Matta İncili'nde armağanların bastan çıkarıcı oldukları ve egosal amaçlarla kullanılabilecekleri vurgulanır. Yani üç gezegenin negatif yönleri vurgulanır, negatif yönler pratik Maji'nin reddedilmesi (Merkür), ölümsüzlük arzusu (Satürn) ve krallık yani iktidar hırsıdır (Jüpiter). Daha sonraki olaylarda benzer anlamlar içerirler, Yahya Peygamber Ürdün Irmağı'nda İsa'yı vaftiz ederken cennetten gelen bir güvercin simgeselliğinde İsa'ya en yüksek armağan verilir, bunun anlamı gezegendeki en yüksek krallığın onaylanmasıdır. artık o. Logos'un yani Varoluşun aracı olmuştur.

Yani Vaftiz'in simgeselliği ve 6 Ocak kutlamalarının anlamı göksel buluşmanın gerçekleşmesi daha da ötede İsa'nın göksel doğumudur. Ama daha sonra bu tarih değişecek, 25 Aralık'a kayarak, antik Roma'nın Satürn senlikleri Mitralar'in doğumu ile karışacaktır.

Bütün bunlardan anlaşılan şey, kayıp kardeşlik Örgütünün içeriğidir, Horus'tan, İsa'ya oradan da Kral l. Antiochus'a uzanan gizemin ezoterik anlamı ve bunun astrolojik metotla, Hermetik Bilgelik düzeyinde simgeselleştirilmesidir fakat tüm anlatılar ve Gilbert'in iddiaları yine de asil gizemi açıklayamıyor; yıldızların ve gezegenlerin etkinliği ya da önemi acaba kutsallık düzeyinde ezoterik simgesellik midir? Yoksa, dünya dışındaki bir yerler mi ima edilmektedir? Sır, Orion ve Sirius'da saklı gibidir; bir gün bunu da öğreneceğiz; ne zaman mi? Kim bilir, belki de Nemrut Dağı'nın altında yatan gizemi çözdüğümüz zaman...

Kaynak: http://www.delinetciler.net/

0 yorum

Yorum Gönder

İzleyiciler